KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
25 Nisan 2024 Perşembe
°C

Dünya faiz artırırken Türkiye neden indiriyor?

TÜRKİYE faiz artırımı yaparken dünya ülkeleri faiz yükseltiyor. En son ABD'nin ardından para cenneti İsviçre faizleri artırdı. İsviçre bu kararla faizi 14 yılın zirvesine çıkardı. Türkiye Merkez Bankası ise bu hafta bir kez daha faiz indirimine gitti. Peki dünya enflasyon karşısında faiz artırırken biz neden düşürüyoruz? Onlar bizim bilmediğimiz neyi görüyor da faiz artırıyor? Herkesin kafasındaki bu soruya Koç Üniversitesi Profesörü Sevda Demiralp bir yazıyla yanıt verdi.

Dünya faiz artırırken Türkiye neden indiriyor?
23 EYLÜL 2022 CUMA 12:04
1
2714
0
AA aa

Dünya artan enflasyona karşı resesyon riskine rağmen son 40 yılda görülmemiş bir rotaya girdi. Sene başından beri yaklaşık 90 ülkenin merkez bankası faiz artışına gitti. En son ABD Merkez Bankası FED 75 baz puan faiz artırdı. Avrupa ülkelerinden İsviçre'de faiz artırımı kararı alan ülkeler kervanına katıldı. Dünyanın en büyük ekonomilerine sahip ülkeleri resesyon (durağanlık) riskine rağmen faiz artırımına giderken, Türkiye tam tersi yönde hareket ediyor. Patlayan enflasyona rağmen faizleri düşürüyor. Merkez Bankası bu hafta bir kez daha 100 baz puanlık bir faiz indirimine gitti. 

Tablo böyle olunca herkesin aklındaki soru aynı; Dünyanın geri kalanı “büyüme pahasına enflasyonla mücadele” tercihi yaparken, Türkiye “enflasyon pahasına büyüme”tercihi yaparak doğru yolda mı gidiyor? Böyle bir alternatif var mı? Onlar bizim bilmediğimiz neyi görüyor da faiz artırıyor?' Biz onların göremediği neyi görüyoruz da faiz indiriyoruz? 

BBC'nin manşetten verdiği yazı

Koç Üniversitesi öğretim üyesi ünlü ekonomi Profesörü Sevda Demiralp herkesin aklındaki sorulara yönelik bir yazıyla bugün gündemde. Prof. Dr. Sevda Demiralp'in kaleme aldığı yazıyı BBC Türkçe manşetten verildi. İşte Sevda Demiralp'in dikkat çeken o yazısı:

"Enflasyonla mücadele için bunca ülke faiz artırırken biz ısrarla faiz indirimlerine devam ediyorsak ve bunun sonucunda enflasyonumuz onlardan kat kat yukarıdaysa 'Nerede hata yaptık? Onlar bizim bilmediğimiz neyi görüyor da faiz artırıyor?' diye sormakta fayda var.
Bu sorulara en net cevabı Çarşamba günkü basın toplantısı sonrasında faiz artışının gerekçelerini anlatan FED Başkanı Jerome Powell veriyor.
Şöyle diyor Powell:

-“Yüksek faiz sonucu yavaşlayan büyüme ve zayıflayan istihdam piyasası, hizmet ettiğimiz halk için sıkıntılıdır. Ancak bu sıkıntı, fiyat istikrarı sağlamayı beceremeyip sonrasında tekrar çaba vermenin yaratacağı sıkıntı kadar büyük değildir.“


FED, sene başından beri yaptığı faiz artışlarının ekonomiyi yavaşlatma riskine karşı daha fazla faiz artışına gitmemek ve hatta bir an önce faiz indirimlerine başlamak konusunda piyasaların yoğun baskısı altında.
Powell'ın cevabı bu baskılara bir cevap niteliğinde. Bugün başladığımızı işi yarım bırakır fiyat istikrarını sağlayamazsak ileride daha büyük bir bedel öderiz diyor ve geri adım atmıyor. 

Türkiye yeterli sabrı göstermiyor mu?

Enflasyonu düşürme adına önce faiz artırımlarına gitmek, sonrasında gelen baskılar sonucu yeterli sabrı gösteremeyip yarı yolda faiz indirimlerine başlamak ve nihayetinde daha yüksek bir enflasyonla yüzleşmek bu topraklarda oldukça aşina olduğumuz bir kavram. Bugün geldiğimiz noktada ise artık usulen de olsa faiz artışı bile söz konusu değil.
Bizimle aynı gruba girebilecek ülkelerde ve hatta savaşın ortasındaki Rusya'da bile enflasyonun bizden 65-70 puan daha düşük olması da tesadüf değil. İşin acı tarafı, 2021 son çeyreğinden bu yana ekonomiyi desteklemek için faizler düşürülüp enflasyon 60 puan üzerinde artarken mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış işsizlik sadece 1 puan azalmış.
Çünkü bir taraftan verilen tüm destekler ve kaynak aktarımları ile ekonomi canlı tutulmaya çalışılırken diğer yandan enflasyon büyüme üzerinde daraltıcı etki yapıyor ve istihdamı aşağı çekiyor.

Herkes büyümek ister ama...

Herkes ister ki büyüme olsun, pasta büyüsün, herkesin pastadan aldığı dilim artsın. Ancak enflasyonu göz ardı edip enflasyonu dizginleyici politikalar uygulamazsanız bu dönüp dolaşıp ekonomik büyümeyi vuruyor. Enflasyonist ortamda büyüme olsa bile gelir dağılımı bozulduğu için dar gelirli kesimler bunu hissedemiyorlar. Pastadan aldıkları dilim büyümek şöyle dursun küçülüyor. Powell ve gıyabında enflasyonist baskıları bertaraf edebilmek için faiz artışına giden merkez bankalarının temel gerekçesi bu.

Merkez bankaları 2 şeye bakıyor

Merkez bankaları karar alırken iki maliyeti karşılaştırıyorlar. Bunlardan birincisi faiz artışının getirdiği maliyet. Faiz artışı borçlanma maliyetini artırmak suretiyle talebi yavaşlatır. Talepteki yavaşlama enflasyonist baskıları aşağı çeker. Öte yandan üretimdeki yavaşlama istihdam kaybına sebep olur ki Powell'ın bahsettiği sıkıntı da bu.  Ancak yine Powell'ın basın toplantısında bahsettiği gibi:

“Keşke enflasyonu düşürmenin acısız bir yolu olsaydı, ancak maalesef yok.”

Sıkı para politikasının maliyetini terazinin bir kefesine koyan merkez bankaları diğer kefeye ise sıkı para politikası uygulamayıp enflasyonun kontrolden çıkmasının yarattığı maliyeti koyuyorlar.  Çünkü nasıl ki faiz artırımı ekonomiyi yavaşlatıyorsa enflasyon da ekonomiyi yavaşlatıyor ve istihdam kaybı yaratıyor. Daha da önemlisi enflasyon sebebi ile gelen istihdam kaybı kalıcı oluyor.

Enflasyon mu büyüme mi?

Enflasyon, ekonomiyi boğarak ve kontrolsüz bir şekilde yavaşlatır. Alım gücünü eritir, halkı yoksullaştırarak talebi zayıflatır. Yavaşlayan üretim istihdam kaybını beraberinde getirir. Enflasyon sebebiyle  gelen zoraki yavaşlamanın,  faiz artırımı yolu ile gelen kontrollü yavaşlamadan önemli bir farkı vardır. Faiz artırmak sureti ile soğuyan ekonomi nihai olarak enflasyonu aşağı çeker.  Enflasyon sebebiyle yavaşlayan bir ekonomide ise enflasyon asılı kalır, kendi kendine düşmez.

Enflasyon nasıl düşürülebilir, müdahale edilmezse ne olur?

Yani her iki senaryoda da ekonomide bir yavaşlama kaçınılmaz iken aradaki temel fark “fiyat istikrarı” dır. Fiyat istikrarı getiren “kontrollü yavaşlama” merkez bankasının sürdürülebilir büyümeye vereceği en önemli katkıdır. Çünkü fiyat istikrarı düşük faiz ve makroekonomik istikrar getirir.  Kalıcı düşük faiz ve istikrar yatırım iştahındaki artışı, bu da potansiyel büyüme oranında ve istihdamda artışı destekler. Oysa enflasyon sebebiyle yavaşlamak zorunda bırakılan bir ekonomi üretim kapasitesinde benzer bir artış yaşayamaz. Bir başka deyişle, enflasyon sadece bugünkü büyümeyi vurmakla kalmaz, ülkenin ileriye yönelik olarak üretim ve istihdam artışı yaratacak imkanlarını da baltalar.
İşte bu sebeple sıkı para politikası ile enflasyonun önüne geçmek ve sıkı para politikasının maliyetine katlanmak 90 ülke tarafından “daha az maliyetli” bir çözüm olarak görüldüğü için tercih edilmektedir. 
Enflasyonu düşürmek merkez bankasının işidir. Merkez bankası en az maliyetli çözümü sunduktan sonra bu maliyeti kimin omuzlanacağı ise siyasi otoritenin kararıdır. İçinde yaşadığımız yüksek enflasyonla er ya da geç yüzleşeceğimiz gerçeğinden yola çıkarak ekonomik programlarını açıklayan muhalefet partilerinin transfer ödemelerine, işsizlik sigortasına, dolaylı vergilerin azaltılmasına dair planları sıkı para politikasının maliyetini düşürmesi açıdan özellikle kıymetli.

 

Kaynak: İnternethaber

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
25.04.2024
18:05
Bingöl İhh`dan Gazze`ye İnsani Yardım
Bingöl İhh'dan Gazze'ye İnsani Yardım
Gazze'ye yönelik insani yardımlarını sürdüren Bingöl İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği (Bingöl İHH), işgalci İsrail'in saldırısı altındaki şehre 75 ton Un yüklü 3 TIR'lık yardım gönderdi. 1 Tır'da dayanıklı ekmek gönderen yardım derneği, 10 milyon TL de nakdi yardımda bulundu.
25.04.2024
13:07
Bingöl Zağ Mağaraları turizme kazandırılmayı bekliyor
Bingöl Zağ Mağaraları turizme kazandırılmayı bekliyor
Bingöl'de 2019-2022 yılları arasında yüzey araştırmaları çerçevesinde incelenen 5 katlı Zağ Mağaları'nın binlerce yıllık tarihi olduğu tespit edildi. MS 100 ve 200'lü yıllarda ilk Hristiyanlar tarafından inşa edildiği ileri sürülen mağaraları daha sonra Müslümanlar da ilim merkezi olarak kullandı. Tarihi alanın çevre düzenlemesi yapılarak turizme kazandırılması bekleniyor.
25.04.2024
11:51
Bingöl Teksas`a mı döndü?
Bingöl Teksas'a mı döndü?
Her defasında farklı bir mahallede farklı bir silahlı kavga haberinin duyulduğu Bingöl'de son günlerin en fazla kullanılan cümlesi 'Bingöl, Teksas'a dönmüş.' Bunca silahlanma ve olaya karışanlar hakkındaki işlemler ise muamma!
25.04.2024
11:25
20 yıl hapis cezası vardı! Yakalandı
20 yıl hapis cezası vardı! Yakalandı
Bingöl Valiliği, birçok suçtan aranan ve 20,5 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan şahısın yakalandığını duyurdu.
25.04.2024
11:23
Bingöl İŞKUR`dan işgücü piyasa araştırması
Bingöl İŞKUR'dan işgücü piyasa araştırması
Bingöl Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Cevdet Baycuman, 2024 yılı İşgücü Piyasası Araştırması ile ilgili saha çalışmasının 15 Nisan- 17 Mayıs tarihleri arasında yapılacağını duyurdu.
25.04.2024
11:22
Meteorolojiden Bingöl için uyarı!
Meteorolojiden Bingöl için uyarı!
Meteoroloji 13. Bölge Müdürlüğü, Bingöl, Elâzığ, Malatya, Tunceli ve Adıyaman için toz taşınımı uyarısı yaptı.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın